
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Sırrı Süreyya Önder’in cenazesinden çıkarken Selçuk Tengioğlu isimli şahsın yumruklu saldırısına uğradı. Şahsın daha önce çocuklarını öldürdüğü ve müebbet hapis cezası aldığı, başka suç kayıtları da olduğu ve 16 yılın ardından 2020 yılında şartlı tahliye ile serbest bırakıldığı ortaya çıktı.
PORTAKAL’DAN “İÇİMİZDEKİ KATİLLER” ELEŞTİRİSİ
Fatih Portakal ise “İçimizdeki katiller” sözleriyle Tengioğlu’nun serbest bırakılmasını “Birisi çıkıyor, o çıkan birisi liderin yanına kadar yaklaşabiliyor. Selçuk Tengioğlu diye biri. Adam suç makinesi. Bıçaklama var, iki çocuğunu katletmiş, her türlü kötülük var. Ve bu adam dışarıda, içimizde… An be an saldırı. Adam kollarını falan, idman yapıyor, kaslarını açmaya çalışıyor gibi. Bu yapıda bir insan, bir suç makinesi olarak aramızda dolaşan insan tek değil aslında. Bunun gibi toplumda bir sürü katiller var” ifadeleriyle eleştirdi.
PORTAKAL’IN SÖZLERİNE PERİNÇEK’TEN TEPKİ: “PKK’NN FESHİNE ATILAN YUMRUK”
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ise, Özel’e yumruk atan şahıs ile yeniden alevlenen “Katiller aramızda dolaşıyor” söylemine karşı çıktı. Saldırganın yıllar önce af kanunundan yararlanarak cezaevinden çıkmasının toplumda af aleyhtarı kampanyaya dönüştüğünü savundu. Perinçek şunları söyledi:
“Sayın Özgür Özel’e atılan yumruk, PKK’nın silah bırakmasına, PKK’nın kendini feshetmesine atılan bir yumruktur. Ama televizyonlar, gazeteler özellikle yumruğu atan şahsın kişiliğinden, iki çocuğunu katletmesinden, öldürmesinden bahsetti. Ve bir kampanya başladı. ‘Caniler aramızda dolaşıyor. Bu adam bırakılmış.’ diyorlar…”
“ADAMIN BIRAKILDIĞI FALAN YOK, CEZASINI ÇEKMİŞ”
“Adamın bırakıldığı falan yok. Adam cezasını çekmiş. Meşruten tahliye olmuş. Hukuktan anlamayan insanlar televizyonlarda konuşup duruyor. Meşruten tahliye, infaz kanunumuzdaki bir hükümdür. Herkese uygulanan bir hüküm. Cezaevinde tekrar suç işlemeyen herkes için meşruten tahliye söz konusu. Onun için ‘Yatarı ne?’ diye sormaz mıyız?
Oradan anladık ki meğerse Sayın Özgür Özel’e atılan yumruk aslında Türkiye’de bir af ihtimaline karşı yani PKK mensuplarının, silah bırakanların affedilmesi ihtimaline karşı bir kamuoyu yaratılıyormuş. Anlaşılıyor ki o adam seçilmiş bir adam. Yani sıradan bir adam değil. ‘Bir tane çakalı buldular, o yumruğu attı.’ değil. Çocuklarını katletmiş, özel seçilmiş bir adam.”
SİLAH BIRAKANLARA NE OLACAK: “CESUR TAVIRLARA İHTİYAÇ VAR”
Doğu Perinçek, PKK’nın silah bırakıp kendini feshettikten sonra PKK’lılara yönelik hukuki sürecin nasıl yürütüleceğiyle ilgili de şunları söyledi:
“Bu silahı bırakan insanlar, örgütle bağı sona ermiş insanlar olmayacak mı? Toplandı, kendini feshetme ve silah bırakma kararını aldı. Silah bırakanlar ne olacak? Kasap mı bakkal mı manav mı olacak? Hapishaneye mi atılacak? Kurşuna mı dizilecek? Türk Devleti’nin bunu çözmesi lazım. Burada da cesur ve kararlı tavırlara ihtiyaç var.
‘İnfaz yasasıyla çözelim.’ deniyor. İnfaz yasasıyla çözemezsin. Çünkü infaz hükmün infazıdır. Diyelim 10-15 bin insan geldi, silahı bıraktı, teslim oldu. O 10-15 bin insanı yargılayacaksın, İstinaf Mahkemesi’ne gidecek, Yargıtay’a gidecek, şu olacak, bu olacak. Zaten 15 bin insanı yargılayacak Türkiye’nin ağır ceza kapasitesi yok. Hükümler vereceksin, o hükümler kesinleşecek ki infazı olsun.
Dolayısıyla bu sorunu infaz yoluyla hallederim demek, ‘Halletmeyelim.’ demek. Etkin pişmanlık yasası da çözmez. Çünkü etkin pişmanlık da infazda uygulanan bir indirime sebep oluyor. Dolayısıyla önce hükmün verilmesi gerekiyor.
Ama bu iş öyle olmaz. Başarıyı hedefleyen bir şey değil. Burada stratejik hedefi Abdullah Öcalan çağrısında açıklıyor. Diyor ki ‘Biz PKK kongresine, devletle ve toplumla bütünleşeceğiz. Bu çok önemli. Bunu da bir af kanunun merkezine oturtmak gerekir.”
ATATÜRK’ÜN AF KANUNLARINI HATIRLATTI
“Koçgiri İsyanı’ndan sonra Mustafa Kemal Paşa isyancıların affedilmesi teklifini Meclis’e getiriyor. O günlerde iki tane af kanunu çıkıyor. Bu kanunlarının gerekçeleri çok önemli. Gerekçelerin hepsinde ülkenin birliğini sağlamak ve iç cepheyi tahkim etmek, kuvvetlendirmek ve ülkenin bağımsızlığını, düşmanı defederek sağlamak deniliyor.
Sonuç itibariyle bunlar silahı bırakacak unsurlar, değil mi? Af kanununa karşı çıkmak, intikamcı, geçmişin içinde kalan, geleceğe bakmayan, terörsüz Türkiye hedefi falan kafasında bunlar olmayan sıradan insanların tavrıdır. Tarih öncü tavırlarla yapılıyor.
Fatih Sultan Mehmet sıradan bir tavırla İstanbul’u almadı. Cengiz Han da sıradan değildi, Kültigin de Bilge Kağan da Osman Gazi de Orhan Gazi de Hz. Muhammed de…”
Kaynak: ODA TV
Bir yanıt bırakın