
KURTULUŞ SAVAŞI’NDAN CUMHURİYET’E: TBMM’NİN KURULUŞ SERÜVENİ
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), Mondros Mütarekesi sonrası işgal altındaki Anadolu’da Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde filizlendi. 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan Atatürk, Amasya Tamimi ve Erzurum-Sivas kongreleriyle milli iradeyi harekete geçirdi. İstanbul’un 16 Mart 1920’de işgaliyle dağıtılan Osmanlı Mebusan Meclisi’nin ardından, Ankara’da olağanüstü yetkili bir meclis toplanması kararlaştırıldı.
MİLLİ MÜCADELE’NİN KALBİ: ANKARA’DA BİRARAYA GELEN MİLLETİN TEMSİLCİLERİ
Atatürk’ün 19 Mart 1920 genelgesiyle yeni meclisin temelleri atıldı. Seçilen milletvekilleri ve İstanbul’dan kaçabilen Osmanlı mebuslarından 84’ü, 23 Nisan 1920’de Ankara’da buluştu. Hacıbayram Camisi’nde kılınan cuma namazı ve kurban töreninin ardından, İttihat ve Terakki binasında TBMM’nin ilk oturumu gerçekleşti. Bu adım, Misakımilli hedeflerinin hayata geçirilmesinde kritik rol oynadı.
23 NİSAN 1920: MİLLİ İRADENİN TAÇLANDIĞI TARİHİ GÜN
TBMM’nin açılışı, Kurtuluş Savaşı’nın siyasi merkezi haline geldi. Meclis, “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” ilkesiyle hareket ederek, Cumhuriyet’in ilanına uzanan süreci başlattı. 105 yıldır milli iradenin temsilcisi olan TBMM, demokrasimizin de en güçlü sembolü olarak varlığını sürdürüyor.
ATATÜRK’ÜN VİCDAN SÖZLERİ: “EGEMENLİK AŞKI VE GELECEĞİN SÖNMEYEN ATEŞİ”
TBMM’nin ilk Başkanı Atatürk, 1923’te yaptığı konuşmada şu tarihi sözleri dile getirdi: “Hep birlikte bakışlarımızı, vicdanımızın merkezi olan millete dikelim. Orada erdemin, vefa ve içten bağlılığın, yenileme arzusunun, egemenlik aşkının ve geleceğin sönmeyen ateşi yanmaktadır. Bu kutsal ateş, kendi içindeki bilgisizlik ve karanlığı yakacak ve bağımsızlığımızın önüne dikilecek olan bütün engelleri yıkacaktır. Efendiler, millet önünde, onun hak ettiği bağımsızlığın önünde, onun layık olduğu gelişme ve yenileme arzusu önünde, her kuvvet ancak milletin irade ve amaçlarına uymak şartıyla yaşayabilir. Milletin irade ve amaçlarına uymayanların talihi hüsrandır, çökmedir.” Bu sözler, Cumhuriyet tarihi boyunca rehber niteliğini korudu.
DÜNYADA BİR İLK: 23 NİSAN’IN ÇOCUK BAYRAMI OLARAK KUTLANMASI
1921’de milli bayram ilan edilen 23 Nisan, 1927’den itibaren çocuklara armağan edildi. 1981’de resmi adı “Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” olarak değiştirilen bu özel gün, dünyada çocuklara adanan tek bayram olma özelliğini taşıyor.
ULUSLARARASI BİR BAYRAM: DÜNYA ÇOCUKLARI TÜRKİYE’DE BULUŞUYOR
1979’da UNESCO’nun “Çocuk Yılı” ilan etmesiyle 23 Nisan, uluslararası bir kimlik kazandı. Her yıl onlarca ülkeden çocuklar, Türkiye’de düzenlenen etkinliklerde bir araya gelerek barış ve kardeşlik mesajları veriyor. Bu anlamlı miras, Atatürk’ün vizyonunu bugüne taşıyor.
Kaynak: ODA TV
Bir yanıt bırakın